Buyuk Turk Alimi Maturidi ve Maturidilik

28.10.12 | yabgu

http//photoload.ru/data/7c/2f/e6/7c2fe6018c961f4bed83ccf78464ef3d.jpg


<b>Büyük Türk Âlimi Mâturîdî ve Mâturîdîlik</b>
Author: Ahmet Ak
Publisher: Bayrak Matbaası
Publication date: 2008
ISBN: 9944033200
Number of pages: 216
Format / Quality: PDF
Size: 10.62 Mb
Language: Turkish

<img src="http://photoload.ru/data/07/e6/fb/07e6fb3f43e3cefa6c113c0c1b099cff_pv.jpg" alt="Image"/><img src="http://photoload.ru/data/02/f9/b4/02f9b49aa311a0601ed8857d75e906d4_pv.jpg" alt="Image"/>

Imam Maturidinin türbesi ve kabri (Samarkand)

Цитата:

Ebu Mansur el-Matüridî

Ebu Mansur el-Matüridî (Tam künyesi: Muhammed bin Mahmud Ebu Mansur al-Semerkandî el-Matüridî el-Hanefî, محمد بن محمد بن محمود أبو منصور الماتريدي السمرقندي الحنفي), Hanefi mezhebinden olanların itikad (inanç) imamı, ünlü âlim. Kurucusu olduğu kabul edilen mezhep Matüridilik olarak anılır.
Bugünkü Özbekistan'ın Semerkand şehri yakınındaki Matürid mahalle veya köyünde doğmuştur . Matüridî'nin asıl adı "Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Hanefî Alemü’l-Hüda el-Mütekellim el-Matürîdî es-Semerkandî"dir. Türk kültür muhitinde yetişen ve en çok Türkler arasında isim olarak bilinen fakat görüşleri kısmen de olsa ihmal edilen Türk din bilginidir.

Раскрыть
Hayatı hakkında fazla bilgiye rastlanmayan İmam Matürîdî’nin kesin olarak bilinmemekle birlikte doğum tarihi konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bu görüşlerden birine göre 248 / 862 yılı civarında vefat eden Muhammed b. Mukatil er-Râzî’ye talebelik yapması dolayısıyla, ona talebelik edebileceği asgari yaş sınırının on civarında düşünülerek 238 / 852 civarında doğmuş olabileceğidir . Vefat tarihi olan 333 / 944’ten hareketle, yüz yıl civarında yaşadığı düşünülerek 233 / 844’te doğmuş olabileceği de ileri sürülmektedir . A. Vehbi Ecer de ise miladi 863 yılında doğduğunun tahmin edildiğini iddia etmektedir . İmam Matüridî’nin Te’vilat’ını tahkik eden İbrahim ve es-Seyyid Avazayn kardeşler, tahkike yazdıkları mukaddimede, İmam Matüridî’nin, Abbasi Halifesi el-Mütevekkil zamanında, yani hicri 232 – 247 tarihleri arasında doğduğunu iddia etmişlerdir .

İmam Matürîdî, Abbasî hilafetinin iktidarının zayıflayarak müstakil beylikler dönemi denilebilecek bir çağda, Samanoğulları’nın Maveraünnehr’de hakim oldukları devirde yaşamıştır . Kaynaklar İmam Matürîdî’nin nasıl bir eğitim aldığı konusunda yeterli bilgi sunmasa da, tespit edebildiğimiz kadarıyla Ebu Bekr Ahmed b. İshak b. Salih el-Cüzcânî (III. Asrın ortaları), Ebû Nasr Ahmed b. El-Abbas el-İyâzî (v. IV. Asrın başları), Muhammed b. Mukatil er-Râzî (v. 248 / 862), Nusayr b. Yahya el-Belhî (v. 268 / 881), Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. Recâ el-Cüzcânî hocaları arasındadır . Yine kaynaklardan elde edilen bilgiye göre öğrencileri olarak Ebu’l-Kasım İshak b. Muhammed b. İsmail el-Hakim es-Semerkandî (v. 340 / 951), Ebu’l-Hasan Ali Saîd er-Rüstüğfenî (v. 345 / 956), Ebu Ahmed b. Ebi Nasr Ahmed b. Abbas el-İyâzî (v. ?), Ebu Muhammed Abdülkerim b. Musa el-Pezdevî (v. 390 / 1000) görülmektedir .

Matüridî, Ebu Hanife'nin yolunu izlemiş, ölümüne kadar Ehl-i Sünnet çizgisinden ayrılmamıştır. Kesin olmamakla birlikte doğum tarihi Miladî 863'dür. Ölüm tarihi ise çeşitli kaynaklarda Hicrî 333, Miladî 944 olarak geçmektedir. Cenazesi Semerkand'ın Cakerdîze mahallesindeki bilginlerin gömüldükleri mezarlığa defnedilmiştir. 2005 yılında kabri üzerine türbe yaptırılmıştır.

Matüridî'nin inanç ilkeleri (akaid) ile ilgili en kapsamlı eseri Kitab üt-Tevhid'dir. Bu esere göre dinin öğrenilmesinde başvurulacak "vasıtalar iki olup, biri nakil, diğeri akıl" dır. Nakil'den maksat Kur'an ve Sünnet'tir. En başta 'Kur'an' gelir ve Kur'an'ın anlaşılması konusunda Matüridî'nin Selefiyye, Mutezile mezheplerinden ve filozoflardan ayrılan metodu vardır. Selefiyye, nakli akıldan önce tutar ve Kur'an'ın ancak hadis ışığında açıklanmasına izin verir, felsefi ve te'vile dayalı yoruma izin vermez. Mutezile, Kur'an ve akıl birbiriyle çelişirse nakli yani Kur'an'ı bırakır, aklı esas alır. Filozoflara göre gerçek yalnız akıl ile bilinir ve bulunur, Kur'an genellikle aklî verilere göre yorumlanır. Daha önce de belirtildiği gibi Matüridî'ye göre dinin kaynağı olarak nakil (Kur'an) ve akıla aynı oranda itimat etmek gerekir. Matüridî, İslâmın evrenselliğine zarar vermeyecek biçimde, itici olmaktan çok kucaklayıcı bir yaklaşımla dini anlatır. Bu sebeple Matüridî, dinin "özünü" ilgilendirmeyen görüş farklılıklarını hoş görür, onların sahiplerini dinden çıkmış saymaz. Kendisiyle aynı görüşte olmayanları zorlamaz. "Akıl" ile "nakli" dengeli bir şekilde kullanır. Akıl, bilgi kaynaklarından biri, insana verilmiş ilâhi bir emanettir. İnsanlar akılları sayesinde güzellik ve çirkinlikleri tanır, kendi üstünlüklerini onun sayesinde anlarlar. Kulun kusur işlemesi aklını kullanmayışı yüzündendir. "Allah'ın emirleri akıllı olana hitabendir". Allah'ın emirlerini anlayacak akıl seviyesine sahip olmayanlar, ilâhi emirlerin dışında kalır, sorumlu olmazlar.

Matüridî'ye göre insan "Fizyolojik yapıyla beraber aynı zamanda akla da sahip kılınarak yaratılmış; yaratılmışları (mahlûkat) yönetmek yeteneği ile sivrilmiş, her türlü zorluğa katlanarak, onların üstesinden gelmek için aklı devreye sokmakla mümtaz kılınmıştır. Zira akıl, temyiz kabiliyetinin en güçlü silâhıdır"

Netice olarak Matüridî dine; akıl, ilim, hoşgörü ve taassuptan uzak bir tavırla yaklaşmaz. İnancın ana ilkelerini ilgilendirmeyen (esasa müteallik olmayan) eylem ve ibadet farklılıklarını hoşgörü ile karşılar, kelime-i şehadet getiren, Kıble'ye yönelen herkesi mü'min olarak değerlendirir. Ancak Allah-u Teala Kur'an'da, sadece Allah'a ulaşmak isteyenlerin 'Hak Mümin' olduğunu, sadece bu insanların tevhid'i oluşturan takva sahipleri olduğunu ve sadece Allah'a ulaşmak isteyenlerin cennete gireceğini açık bir dille anlatmıştır. Açık bir yalanlamada (inkâr) bulunmadıkları sürece insanların ibadet ve işlerine karışılmaması gerekliliğini savunur. Bu, eylemin amele dahil edilmemesi anlamını taşır. Yani, Matüridî insanları, Mutezile ve Hariciler gibi kendi prensip ve görüşlerine uymaya zorlamaz. "Dinde zorlama yoktur" yaklaşımını esas alır.

Matüridî, "Irak fıkıh mezhebinin pîri" kabul edilen Ebu Hanife (Öl.767) nin yolu ve metodunu benimsemiştir. Ebu Hanife'ye göre fıkıh "Ma'rifet ün-Nefsi ma lehâ ve ma aleyhâ" dır. Anlamı, fıkıh ilmi içine insanın lehinde ve aleyhinde olan her şey girer, demektir. İnsanın inanç meseleleri de, eylemleri de fıkhın konusunu oluşturur. Bu sebeple ebu Hanife kelâm (ilâhiyat) kitabına el-Fıkıh ül-Ekber adını vermiştir. Ebu Hanife'nin öğrencisi sayılan Matüridî de hem inanç (iman) ve Tanrı bilimi, hem de insan eylemleri (ameli) yönlerini fıkhın içinde mütalaa eder. Bu sebeple "Matüridî"; fıkıhta akıla, kıyas'a önem veren ve fıkıh tarihinde re'y taraftarları diye anılan guruba dâhildir. Daha sonraları dinin füruuna (ikinci derecede önemli olan) ameli hayata (dünyada yapılan eylemlere) ait bilgi ve kararları kapsayan bilim dalının adı olmuştur.

Matüridî, fıkıh alanında bağımsız hareket eden bir müçtehid değil, Hanefi mezhebinin âlimidir ve görüşlerini hep bu çerçeveye sokmuştur. Ebu Hanife'de olduğu gibi, o'na göre de bilgi edinme yolları; duyular, akıl ve nakil (haber)dir. Fıkhın kaynakları da; Kitap (yani Kur'an), Sünnet, İcmâ, kıyas, istihsan (güzel bulma, beğenme), geçmiş şeriat, "sahabe sözleri"dir.

Matüridî'nin tefsirle ilgili mufassal bir eseri vardır. Bu eserin adını Kâtip Çelebi, "Te'vilat ül-Maturiyyeti fî Beyani Usuli Ehlis-Sünneti ve Usul it-Tevhid" adıyla verir. Eserini, Te'vilatu Ehl is-Sünne adıyla ananlar da vardır. Biz kısaca "Te'vilat" adını kullanacak, belli başlı özellikleri üzerinde duracağız.

Matüridî'ye göre dinin öğrenilmesinde "başvurulacak vasıtalar iki olup, biri nakil, diğeri de akıl'dır." 'Nakil'in başında Kur'an gelmektedir. Kur'an'dan dinin bilinmesi konusunda Matüridî'nin Selefiyye'den, Mutezile'den ve filozoflardandan ayrılan bir metodu vardır, demiştik. Filozoflar için gerçek akıl ile bilinir ve bulunur. Matüridî, Kur'an'ın tefsiri ile ilgili olarak bizlere bıraktığı Te'vilat ül-Kur'an adlı tefsir kitabında ilk defa dirayet metodu nu kullanmıştır. Ancak Matüridî bu Kur'an tefsirinde tefsir kelimesini değil, te'vil kelimesini kullanmıştır. O'na göre tefsir Allah'ın kelâmından murad edilen şey hakkında kesinlikle hüküm vermektir. Fakat te'vil, kelimenin (lafzın) ihtimallerinden birini tercih etmektir. Burada Allah'ı şahit gösterme ve kendi görüşlerini Allah'ın muradı gibi sanmaya yer yoktur. Temelde mutlaklık değil, izafilik (görecelik) söz konusudur.

Matüridî'nin tefsirinde izlediği yolu M.Ragıp İmamoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Muhammed Eroğlu'nun çalışmalarından özetle sunarsak:
Matüridî ayetleri ayetle tefsir etmiş ve bu metodu yaygın biçimde kullanmıştır. Ayeti ayetle tefsir ederken, ayetler arasında ilişki kurmuş, asılsız haberlerden, rivayetlerden kaçınmıştır.
Kıraat ve mushaf farklarıyla tefsir yapmıştır.
Ayetleri hadislerden yararlanarak tefsir etmiştir. Ancak, hadislerin sıhhati üzerinde titizlikle durmuştur.
Ayetlerin lügat anlamlarına başvurulmuştur. Şiirlere az yer verilmişitir.
Arapça olmayıp da Araplaşmış (muarreb) kelimeleri de tefsir eder. Belâgat (düzgün anlatım san'atı, retorik) bilimine hakimiyeti görülmektedir.
Ayetlerin nüzul (iniş) sebeplerine yer verilmiş ve onlardan yararlanılmıştır. Nüzul sebepleri ile, hükümle sebep arasında ilişki kurmuştur.
Gramer tahlilleri çok azdır.
Hanefî mezhebine bağlı olduğu için ahkâm ayetlerinin tevilinde Hanefîliğin esaslarını ön plânda tutmuştur.

Matüridî'nin çeşitli lâkapları

İmâmü'l-hüda yani "Hidayet önderi".
Âlemü'l-hüda yani "Hidayet meş'alesi".
İmamü'l-mütekellim yani "Kelâmcıların lideri".
Цитата:
İnönü Üniversitesi Darende İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Ak, Matüridi Kaynaklarda Matüridi ve Matüridîlik başlıklı doktora tezini BÜYÜK TÜRK ALİMİ MATÜRİDİ VE MATÜRİDİLİK adıyla yayınladı..1963 Kahramanmaraş Pazarcık doğumlu olan Dr. Ahmet Ak,1990 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirmiş,1993 yılında da İ.Ü.Darende İlahiyat Fakültesine asistan olarak girmiş.Bu üniversitede İslam Mezhepleri Tarihi bilim dalında yüksek lisansını (1996) tamamladıktan sonra Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr Sönmez Kutlu yönetiminde 2006 yılında doktorasını tamamladı ve bu doktora tezini “BÜYÜK TÜRK ALİMİ MATÜRİDİ VE MATÜRİDİLİK! başlığı altında yayınladı. Eser İçindekiler, Kısaltmalar, Önsöz ve Giriş’ten sonra üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Önsöz’de Dr Ak, Matüridî’nin “…Siyasi ve dini çekişmelerin yoğun olduğu bir dönemde” yaşadığına işaretle bu konunun önemini şöyle anlatır: “…Matüridi ve Matüridîlik mensuplarınca dahi (bu mezhep) iyi bilinmemektedir… Bu nedenle Matüridi ve adına nispet edilen Matüridîlik hakkındaki bilimsel çalışmalar henüz istenilen düzeye ulaşmamıştır. Bundan dolayı Matüridi ve Matüridîlik üzerindeki sis perdesi henüz kalkmamış olup, bu konuda daha pek çok araştırmaya ihtiyaç vardır…”
Раскрыть
Eserin GİRİŞ bölümünde (Sh:1–32)araştırmalarda kullanılan metot, konunun kaynakları ile Matüridî’nin yaşadığı çağdaki mezhep ve fikir hareketleri konularında bilgiler verilir. İmam Matüridî’nin Hayatı ve Temel Görüşleri başlığı altındaki Birinci Bölüm (Sh:33–86) Matüridî’nin hayatı, tahsili ve ilmi kişiliği temel görüşlerini kapsamaktadır. Bugünkü Özbekistan sınırları içindeki Semerkand’ın Matürid köyünde doğduğu için Matüridli anlamına gelen Matüridî unvanıyla anılan bu büyük bilgin, çağının ünlü bilginlerinden ders almış, Ebu Hanife’nin görüşlerini benimsemiş ve miladi 944 yılında vefat etmiştir. Eserde hocaları ve öğrencileri hakkında kaynaklara dayalı olarak bilgiler verilen Matüridî’nin eserleri de bir bir sayılmaktadır. Matüridî’nin Temel Görüşleri başlığı altında (Sh: 58–86) Tanrı’nın Bir’liği, ispatı ile iman problemi konularında Matüridî’nin kendi kitaplarına dayanılarak bilgiler verilmektedir. Matüridî, imanın, kesb açısından insana, yaratma (halk) açısından Allaha ait olduğunu ifade etmiştir. O’na göre eylemler (ameller) imandan bir parça değildir. Bu sebeple dini eylemleri yapmayanlar dinden çıkmazlar. İman artmaz ve eksilmez, aynı zamanda zorlama da kabul etmez. Matüridî’ye göre devlet yönetimi inançla ilgili olmayıp akli, sosyal, hukuki bir konudur. Matüridî’liğin Arka Planı ve Oluşum Süreci başlığı altındaki İkinci Bölüm de (Sh:87–125) Hanefilik, Semerkand ekolü gibi konular hakkında bilgiler verilir. Bu coğrafi ve fikri ortamdan etkilenen Matüridi, Ebu Hanife gibi. Problemleri aklın, Kuranın ve sünnetin ışığında çözmeye çalışmış, ayet ve hadislerin inceliklerini anlamada Kuranın ruhuna uygun şekilde aklı kullanmayı önemsemiştir. Matüridi Kaynaklarda İmam Matüridî’nin Sunumu başlığı altındaki üçüncü bölümde (Sh:127–175) Matüridî’ye atıfta bulunmayan kaynaklar, Matüridî’yi otorite kabul eden kaynaklar ele alınmış, Matüridî hakkında yeni araştırma yapacak olanlara önemli kaynaklar tanıtılmıştır. İlk kaynaklara göre Matüridî’nin bir Hanefi hukukçusu (fakih’i) büyük ve değerli bir din yorumcusu (müfessir) ve nihayet Ehl-i sünnet gurubunun imamı ve ilahiyatçısı (mütekellimi) olduğu tespitine yer verilen eserde Matüridî’nin taraftarlarına MATÜRİDİYYE denildiğine de işaret edilmektedir. Geniş bir Bibliyografya ve karma bir İndeks (Sh:185–216)ile sona eren eserin Sonuç bölümünden (Sh:176–181) aktaracağım birkaç cümle ile yazımı bitirirken böyle bir araştırma eserini başaran Dr. Ahmet Ak’ı ve ona rehberlik eden yöneticisi Prof. Dr. Sönmez Kutlu’yu tebrik ile bu eseri meraklılarına tavsiye ederim: “…(Matüridi ye göre) hiç kimse bir başkasını inanmadığı için kınayamaz, baskı altına alamaz… Olgun bir mümin olabilmek, ancak hakiki bir imana sahip olup, güzel işler yapmakla mümkündür… İmam Matüridi, dini siyasete alet etmemiştir… Matüridî’nin görüşleri önce Maveraünnehir ve Horasan’da, sonra Irak, Suriye ve Anadolu’da yayılmıştır… Araştıran, sorgulayan ve her şeyin mümkün olan en iyisinin yapılmasını isteyen; kardeşlik ve eşitlik, birlik ve beraberlik, barış ve adalet anlayışı üzerine kurulan iman nazariyesini savunan İmam Matüridi ve ona nispet edilen Matüridîlik iyi bilindiği takdirde, günümüzdeki Müslümanların daha sağlıklı bir din anlayışına kavuşmalarına yardım edeceğini düşünmekteyiz. Ayrıca sağlam bir din anlayışına sahip olan Müslümanların, dünya barışının teminine de önemli katkı sağlayacağı kanaatindeyiz”
Цитата:

Eser bir giriş ve 3 bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde:

A.İZLENECEK METOT
B.KAYNAKLAR
C.MATURİDİ'NİN YAŞADIĞI DÖNEME MEZHEPLER • TARİHİ AÇISINDAN GENEL BİR BAKIŞ

Birinci bölümde:

A. HAYATI
B. TAHSİLİ VE İLMİ ŞAHSİYETİ
C. METODU
D. ESERLERİ
E. MENKIBEVİ KİŞİLİĞİ
F. MATURİDİ'NİN TEMEL GÖRÜŞLERİ

İkinci bölümde:

A.MATURİDİLİĞİN ARKAPLANI:HANEFİLİK
B.MATURİDİLİĞİN TEŞEKKÜLÜ: SEMERKANT EKOLÜ

Üçüncü bölümde ise:

A.MATURİDİ'YE ATIFTA BULUNMAYAN KAYNAKLAR
B.MATURİDİ'YE ATIFTA BULUNAN KAYNAKLAR
C. MATURİDİ'Yİ OTORİTE KABUL EDEN KAYNAKLAR
D. İLK KAYNAKLARA GÖRE MATURİDİ
<div align="center">
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
</div>

Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок:

Просмотров: 2683
Рейтинг:
  • 5