Hacivat Karagoz Nedin Olduruldu? - Killing The Shadow
<b>Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? / Killing The Shadow</b>
Director:Ezel Akay
Senaryo : Levent Kazak , Ezel Akay
Müzik : Ender AKAY
Country : Türkiye
Publication date: 2006
Runtime: 110'
Language:Turkish
Subtitles:English
[/img]
Цитата:
Oyuncular : Haluk Bilginer (Karagöz) , Beyaz (Hacivat) , Ragıp Savaş (Orhan Gazi) , Levent Kazak (Dimitri) , Ayşe Tolga (Nilüfer Hatun) , Ayşen Gruda (Ana) , Altay Özbek (Çoban) , Hasan Ali Mete (Küşteri) , Serdar Gökhan (Köse Mihal) , Şebnem Dönmez (Ayşe Hatun) , Güven Kıraç (Pervane)
14.yüzyılda Bursa'dayız... Anadolu'daki Moğol tehlikesi fırtınalar estirirken halkın büyük bir kısmı kaçmakta ve Bursa'ya yerleşmektedir. Üstelik sedece halk değil, çeşitli devletlerin ve beyliklerin liderleri de bu kente sığınır. Dinleri, dilleri apayrı olan insanların bir arada yaşadığı Bursa karmakarışık bir yer olurken Osmanlı da, İmparatorluğu'nun ilk tohumlarını atmaktadır.
Karagöz ve Hacivat'ın hikayesi de burada başlar. Akıllı ama cahil, sinirli ama komik Karagöz, kendisinin tam tersi olan zekasını fırsatçılığı ile birleştirip her işten sıyrılan Hacivat ile tanışır. Orhan Gazi'nin adına yapılan caminin inşaatında beraber çalışmaya başlarlar. Ama yaptıkları işten çok, mizah yönü kuvvetli sohbetleri hemen farkedilir. Atışmaları sırasındaki komiklikleri o kadar ünlü olur ki, davetten davete koştururlar, gülmek isteyenlerin gönlünü yapmak için.
Şöhretin bedeli şimdi nasıl ağırsa o yıllarda da bundan farksızdır. Hacivat ve Karagöz'ün hem güldüren hem düşündüren diyaloglarından rahatsız olanların kahramanların kaderini değiştirmeleri hiç de zor olmayacaktır.
Цитата:
"Karagoz Hacivat Neden Olduruldu" is Akay and Kazak's take of the legendary personalities Karagoz and Hacivat who are the main characters of Turkish shadow theater. Although their life stories are not known, Akay and Kazak tell a very plausible story that could easily be true. True or not, their story fits exactly what they symbolize - the synthesis of crude and sophisticated humor freely targeting dishonesty, corruption, unfairness and inequality in society.
The setting is the early 14th century, when Byzantian and Seljuk Empires were in shambles following the destructive Mongolian invasion. At the Muslim/Christian borderlands, and out of the reach of the now weakening Mongolian power, the Ottoman State is at its infancy, rapidly expanding at the expense of the neighboring Byzantian and Turkish principalities. Since the cultural homogenization is not as fast as military conquests, a colorful, eclectic intermixing of cultures is underway. This is the perfect breeding ground for the elements Akay seems to take his inspirations from, and he weaves them into his story so masterfully.
Ezel Akay seems to reach his maturity at a very early stage. With his second movie, he already has a signature style and an efficient formula to make the audience laugh and cry with only a snap of a finger. He has absolute emotional control over the audience, thanks to his masterful use of visuals and music.
He also owes a lot to Haluk Bilginer (Karagoz), who is an acting genius. (His talents seem to include Mongolian throat singing if my ears did not deceive me). Beyazit Öztürk (Hacivat) is not as talented an actor, but he is the wisest choice for the role. Another good casting is Güven Kirac as the villain. He has such a wide acting range, he gave me the impression that he could have played almost all the roles in the movie.
Like Akay's earlier movie 'Neredesin Firuze', the music is outstanding - Central Asian Turko-Mongolian tunes yet to be "contaminated" by Middle Eastern influences, beginning to clash with already eclectic Eastern Roman-Judaic melodies. The dynamic synthetic nature of the music parallels with the cultural synthesis what early Ottoman state and society building is all about.
Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок: