Herodotos - Tarih
<b>Tarih</b>
Author: Herodotos
Translator & Çev: Müntekim Ökmen
Publisher: Remzi Kitabevi
Publication date: 1973
Number of pages: 645
Format / Quality: PDF
Size: 26.5 Mb
Language: Turkish
Цитата:<div align="center">
ÖNSÖZ
Herodotos, Karia kenti Halikarnassos’ta, İ.Ö. 490 yıllarında dünyaya gelmiştir. Sitenin gözde ailelerinden birindendir, seçkin bir çevrede yaşamıştır.
Nerelere ve ne zaman gittiğini çıkarmak zorsa da çok yer gezdiği bellidir. Soyu sopu varlıklı olduğuna göre, gençliğinde öğrenimini öbür îon kentlerinde tamamlamış ve Önasya’nın belli başlı yerlerine gitmiş ol¬duğu şüphesizdir. Büyük keşif yolculuklarına Samos’tan çıkmıştır. Belki ilk olarak Kyrene’ye git¬miş, ikinci olarak da Karadeniz bölgelerini dolaşmıştır. Sonra, Pers makamlarının sağladıkları büyük kolaylıklardan da yararlanarak, bu büyük imparatorluğun birçok yerlerini, Lydia, Media, İran’ı ve uygarlığın beşiği, sphinx’leri kadar esrarlı Mısır’ı, dünyanın en uzak yerlerine, tâ Herakles direklerinin ötelerine kadar mal gö¬türüp getiren denizci tüccarlar ülkesi Fenike'yi gezmiştir. Gittiği yerlerde halk ağzından anlatılar topluyordu; ileri gelen kişilerle buluşup görüşüyordu; bilginlerle ilişki kuruyordu; resmî yazıları inceliyordu; Kserkses ordusu birlikleri¬nin sayısını (Kitap VII, bölüm 184), ya da Plataia savaşlarındaki Yunan ordusu mevcudunu (Kitap IX, bölüm 28) bu belgelerden çıkarmıştır. Ülkenin gelenek ve göreneklerini ve törelerini araştırıyor, bir anıtın sırrını çözmek için yolunu değiştiriyor, araştıran, inceleyen ve anlayan uyanık bir gözle olaylara, insanlara, anlatılara bakıyor, Odysseus gibi "çok insanların sitelerini görerek ve karakter¬lerini tanıyarak (Odysseia I, 3)” ama fazla olarak, gördüklerini tabletlerine dik¬katle not ederek değerli ve çeşitli bilgiler topluyordu, insanoğlunun elinden çı¬kan ilk büyük tarih kitabının dayanakları böyle toplanmıştır. Eser, arkeoloji, folklor ve tarihi hep birden kapsamakta ve olayları içinden gören duygulu bir gazete yazarının taze izlenimlerini vermektedir.
Yunanistan’da da yaşadı; V. yüzyılın göz kamaştırıcı Atina’sını tanıdı, Sophokles’le dostluk etti; Plataia savaşlarından önceki destan günlerini yaşamış olan Orkhomenos’lu Thersandros ile konuştu (Kitap IX, bölüm 16). Yunan an¬latıları, ki eleştirisiz güvenilemez, onu bize birçok yerde ve özellikle Olympia’ da ve Atina’da, eserinin en güzel parçalarını okurken göstermektedir. Çocuk Thukydides’te tarih merakı Herodotos’u dinlerken uyanmış olmalıdır. Bu çeşit seanslara tanık olmak üzere elimizde gene Thukydides’in bir eleştirisi vardır. Bu tarihleri, belki de Herodotos’u kastetmeyerek küçümser, bunların "gerçeği aramak zahmetine katlanan bir düşünürün, gelecek yüzyıllara yararlı bilgiler bı¬rakmak isteğiyle değil, kalabalık karşısında okuyup çabuk başarılar sağlamak” amacıyle yazılmış olduklarını söyler (Thukydides I, 22).
Herodotos uzun yolculuklardan sonra yurduna döndü. Anlaşıldığına göre, tyran Lygdamis yurttaşlarına, sonradan İ.Ö. 454’te devrilmesine yol açacak olan bir çeşit anayasa tanımıştı; Halikarnassos’ta politika olanakları yeniden doğmuş oluyordu. Ama Herodotos, yurdunda uzun süre kalamadı. Yunan sitelerinde siv¬rilmiş kişilerin durumları oynaktı. İhtiras ve kıskançlık sürekli didişmelere yol açıyordu. Az çok tanınmış kişilerin bir ayaklanma sonucu yurtlarından ayrılma zorunda kalmaları çeşidinden olaylara Herodotos’un anlattıkları arasında çokça rastlanır. Herodotos’un daha o tarihte bir geçmişi vardı, büyük bir işe başla¬mıştı, vazgeçemezdi, bu iş onu yurdundan çıkmaya zorluyordu. Yeniden yola çık¬tı. Birkaç yıl sonra (Î.Ö. 444’e doğru) Büyük Yunanistan’da Thurium’u kurmak üzere yola çıkan Atmalılar arasına karıştı. Bundan yararlanıp Güney İtalya’yı ve Sicilya’yı da tanıdı. Sonra yaşlanmış ve artık Thurium’dan ayrılmamıştır, me¬zarı da oradadır. Bıraktığı anı son günlerinin yurduna o kadar bağlıdır ki, eski çağların editörleri onu Thurium’lu olarak gösterebilmişlerdir. Aristoteles, Hali- karnassos’lu Herodotos demez, Thurium’lu Herodotos der (Rhetorika, IH, 9). Peloponez savaşları başladıktan sonra ölmüştür. Kitabının bir yerinde bu savaşa değinmesinden çıkan sonuç budur (Kitap IX, bölüm 73). Gözlerini dünyaya İ.Ö. 425’e doğru kapadığı kabul edilmektedir.
Eserinin hemen bütünü elimizdedir. Bu tarihten başka bir eseri bilin¬miyor. Kendisi iki yerde Asur hikâyeleri’nden söz eder (Kitap I, bölüm 106 ve 184), ama bunlar yoktur, belki hiç yazılmamıştır. Bir de Homeros’un hayatı var, Herodotos imzasını taşır, ama hiç bir eleştirici bunu onun yazmış olaca¬ğını kabul etmez.
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок: