Maturidi’ye Gore Din
<b> Matüridi’ye Göre Din </b>
Author: Hasan Şahin
Publisher: Yeni Matbaa
ISBN : 9789758773510
Publication date: 1987
Number of pages: 97
Format / Quality: PDF
Size: 3,7 Мб
Language: Turkish
Цитата:<div align="center">
Matüridi’ye Göre Din ve Şeriat Ayrıdır:
Günümüzde din nedir, şeriat nedir, şeriat ile din aynı şeyler midir soruları tartışılmaktadır. Buna Matüridi’nin cevabı ve açıklamaları mantıklı ve doğru olanıdır. Matüridi ile ilgili eser sahibi İlâhiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hasan Şahin ve Prof. Dr. Sönmez Kutlu kitaplarında ‘’Din ve Şeriat İlişkisi’’ ve ’Din ve Şeriat Ayrımı’’ başlıklarıyla konuyu incelemişlerdir 222. Matüridi’ye göre din Allah’ı bilmek ve O’na ibadet etmektir. Bütün peygamberler sadece Allah’ı bilmeye ve ibadeti Allah’a has kılmaya davet etmişlerdir. Başka bir ifadeyle din bir’dir ve bütün peygamberler tevhid dinine mensupturlar. Hiçbir peygamber, kendinden önceki peygamberlerin dinini reddetmeyi emretmemiştir. Tekrar etmek gerekirse, bütün peygamberlerin dini birdir. Din sadece itikattan ibarettir. ‘’Dinin vazgeçilmez unsurları organlarla gerçekleştirilen davranışlar olmayıp zihinde ve kalpte yer tutan inançlardan ibarettir’’ 223. Şeriat ise peygamberlerin tebliğ ettiği değişik farzlardan ve ibadetlerden oluşur. Hz. Adem’den bu yana bütün peygamberler aynı dini fakat değişik şeriatları tebliğ etmişlerdir. Bütün peygamberler değişmez olan inanç ilkeleri (akaid) dediğimiz tek bir dinin, ama farklı şeriatların, yani ibadet ve ahlaki eylemlerin temsilcileri ve tebliğcileri olmuşlardır. Bu ifadelere delil olabilecek birkaç ayet-i kerimeye göz atalım:
‘’…… Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı. Lâkin size verdiği şeylerde sizi sınamak istedi. Bunun için iyi işlerde yarışın (Maide suresi/48)’’
‘’Ey Muhammed! Hakka yönelerek kendini Allah’ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur…(Rum suresi/30)’’
Din zihinde ve kalpte oluşan bir inanç olduğuna göre artmaz, eksilmez ve değişmez özelliklere sahiptir. Şeriat ise ibadet, ahlâk ve dünyevi eylemlerdir. Dinin yeri ‘’imanın yatağı olmaya lâyık görülen yegâne merkez'’ olan kalptir 224. Eylemden çok iman konusudur. Matüridi kitabında bu hususu şu özlü cümlelerle anlatır:
‘’İman bir dini davranıştır (yani dindir). Dinler de inanılan ilkelerden ibarettir. Dinlerin inaçlarına vesile olan şey ise kalptir… İman tasdik demektir. Tasdikin baskı ve cebir altında tutulamayan mahiyeti ise kalpte bulunan tarafıdır. Çünkü imanın bu noktasına herhangi bir yaratığın tahakkümü nüfuz edemez 225.''
Matüridi kitabının başka bir sayfasında ‘’…Din sadece bir itikatten ibarettir ve burada sözü edilen itikat… dindir 226. Cümlesini kullanır. İtikat ise kalple, imanla ilgilidir, bir inanma işidir, Allah’ı birlemek ve ibadetleri Allah’a tahsis etmektir. Yani sadece Allah’a ibadet edileceğini kabul etmektir. İnaçtan ibaret olan din’in inanç dışındaki eylemlerle ilgisi yoktur. Ona göre ‘’İnanç esasları dışındaki eylemlerde din olsaydı her bir Müslüman hemen bütün davranışlarında dinini değiştiren konumuna düşerdi…. 227’’ Hatırlatalım ki bütün peygamberlerde aynı olan itikad(inanç) esaslarına karşın, farklı ibadet şekilleri, haram-helâlde farklılıklar, başka bir ifadeyle farklı şeraitler tavsiye etmişlerdir.
Matüridi’nin bu açıklamalarını göz önünde bulundurarak din ile şeriatın farklılıklarını özetle şöyle sıralıyalım:
1) Din’de nasih-mensuh cerayan etmez (hükümsüz kılma-yürürlükten kaldırma), ama şeriatlarda nesh, yani hükümsüz kılma mümkündür: Bütün peygamberler, kendilerinden önceki peygamberlerin akaid esaslarını (yani dinlerini) tasdik etmişler, fakat ibadet, ahlâk ve haram-helâl gibi hususlarla ilgili farklı emirler getirmişlerdir. Bu konuda Tevrat ile Kur’an’ın muamelât (eylemler) ile ilgili hükümleri, emirleri karşılaştırılıp örneklendirilebilir.
2) Din kalbin ve inancın fiilidir, şeriat ise organların fiili (eylemi) dir: Şeriat, insanın Allah ile alâkasını ilgilendiren fiilleriyle, ibadetleriyle ilgili günah, sevap ve yine insanın diğer insanlarla ilgisini kuran helâl, haram, mekruh…. gibi yargı kalıpları ortaya koyar. Bunlar semavi dinlerin hepsinde farklılıklar arz eder ve değişir. Din’in değişmemesine karşın şeriat ve uygulaması toplumlara, tabiat şartlarına, coğrafi farklılıklara, değişen teknoloji ve ihtiyaçlara göre değişir. Matüridi’nin biraz önce aldığımız ‘’şeriat din olsaydı her bir Müslüman hemen bütün davranışlarında dinini değiştiren konumuna düşerdi’’ cümlesi bu görüşünün teyididir228.
3) Dinin yargı kalıplarıyla şeriatın yargı kalıpları birbirinden farklıdır: Dine inanana mümin, inkâr edene kâfir denilir. Hâlbuki şeriatta kişinin eylemlerindeki doğruluk ve yanlışlıklar mümin-kâfir diye değil, günah ve sevap diye değerlendirilir. Şeriatta yapılan hata dinden çıkmayı gerektirmez. Tarihte ve günümüzde şeriattaki emirlerin yapılmaması halinde Müslümanları din dışı sayanlar ve bu sebeple kendilerine ibadet ve eylemlerinde kusur işleyenlerle cihadı farz kılanlar vardır. Bunlar Müslümanlar arasında korku ve terör salmışlardır 229.
4) Şeriat (yani dini hükümler ve ibadetler) dinden parça değildir: Bu sebeple şeriatta meydana getirilen hatalar ve eksiklikler dinden çıkmayı veya imanın eksilmesini doğurmaz. Ameller (eylemler) sebebiyle iman (din) artmaz ya da eksilmez.
5) Dinin kaynağı akıl, şeriatın kaynağı ise duyma-işitmedir: Matüridi’ye göre herhangi bir peygamberden haberi olmayan kimse aklıyla Allah’ın varlığına birliğine ulaşabilir. Dine, inanca ulaşmanın yolu akıl ve akıl yürütmedir. Şeriat bilgilerine ulaşmanın yolu ise vahiy ve peygamberlerdir. Vahyin ve peygamberin bildirdiği biçimde ibadetler yapılır. Yeniden özetlemek gerekirse dinin kaynağı akıl, şeriatanın kaynağı duyma, nakildir.
6) Aklı yerinde olan kimse dinde mazeret ileri süremez: Herhangi bir tebliğ olmasa da akıllı kişi Allah’ı bulmak ve birlemek zorundadır. Çünkü dine bağlanmanın ve Tanrı’ya ulaşmanın yolu akıldır. Akıllı kişilerin bu konuda Allah’a karşı itiraz etme hakları yoktur. Ama şeriatta (dini hükümlerde) duymamak ve bilmemek gibi (peygamber gönderilmemişse) mazeret bahis konusu olabilir. Çünkü bunlara akıl yoluyla ulaşılamaz, peygamberin duyurmasıyla öğrenilir.
Görüldüğü gibi Matüridi bugünkü Müslüman toplumların anlaşmazlıklarından birine açıklık getirmektedir. Matüridi’nin gerçekte de akla ve dine uygun olan bu görüşü yaygınlaştığı takdirde bazı saldırganlıklar, dini alet eden terörist hareketler dinecek, bir hoşgörü ortamı oluşacaktır.
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок: