Sevmek zamani - Time To Love

Цитата:
Yapımcı: Metin Erksan; Senaryo: Metin Erksan, Kemal Demirel; Müzik: Metin Bükey; Görüntü Yönetmeni: Mengü Yeğin; Seslendiren: Yorgo İlyadis, Kemal Ergüvenç

''Siyah beyaz fotoğraflarıyla Türk sinemasının en güzel ve çarpıcı filmlerinden'' Agah Özgüç, 100 Filmde Başlangıcından Günümüze Türk Sineması

Cast:Müşfik Kenter, Sema Özcan, Fadıl Garan, Oya Bulaner, Osman Karahan, Süleyman Tekcan, Adnan Uygur

Sinemamızın en önemli filmleri arasında gösterilen ''Sevmek Zamanı'', ''surete aşık olma'' halini beyazperdeye taşıyor. Boyacı Halil (Müşfik Kenter) yaşlı ustalarıyla birlikte çalışmaya gittiği köşkte duvarda asılı gördüğü bir kadın fotoğrafına tutkuyla bağlanır. Düşlerine giren bu kadın kısa süre sonra eve döner. Halil, Meral (Sema Özcan) adındaki bu kadın resimle arasındaki ilişkiyi bozmasını istemez. Çünkü onun aşık olduğu resimdir.

''Sevmek Zamanı'' ticari gösterime girmemiş, sinemalarda oynama şansı bulamamıştır. Kült tanımlamasını fazlasıyla hak eden bu film seyircisiyle ancak özel gösterimlerde buluşmuş, az sayıdaki televizyon gösterimiyle merak edenlerin karşısına çıkmıştır. ''Sevmek Zamanı'' çoktandır hak ettiği seyirciye ulaşabilme şansını bu VCD baskısıyla yakalıyor.

Цитата:
An obscure gem, a hidden treasure to international cinema lovers; "Sevmek Zamani" is one of the best movies in Turkish cinema history. This cult film still remains as a cinematic enigma for the new generation in Turkey. Praised for its B&W cinematograhpy and regarded as a masterpiece, film follows the aesthetic tradition of Antoninoni. Also resembles some of Bela Tarr's works with its visual sensibility; "Sevmek Zamani" is an eclectic mixture of modernist themes (i.e. individual loneliness), metaphysics (the fight of good vs evil), and notions of Marxism like director's some other works. Metin Erksan is one of the first Turkish filmmakers who saw cinema as an art form apart from a mass entertaining medium.

A Paradoxical Presentation of Realism and Mysticism!
Erksan's Sevmek Zamani expresses its story in a two-folded plane.First, a strict realism in the search for specific (but global at the same time) identity problem of Turkish people is investigated: Occident or Orient, the chaotic battle of these two different identity-construction choices. Second, through this separation, the movie shows us two perceptions of LOVE: An urbanized, modern female singer(Sema Ozcan) wanting to be with the guy (Musfik Kenter)who is in love with her poster on the one hand. On the other, the (Oriental) guy refusing this famous singer. The guy says:"I'm in love only and only with your poster". The fetish and the sublime! That Love turns to be some kind of Sufistic way of perceiving the world. The Magnificient scene of boat-tripping with the poster must be seen!

Meral, una chica de alta sociedad que viene pasar un fin de semana a una isla donde posee una bella mansión. En la mansión se encontrará con una gran sorpresa. Halil, un pintor de casas hipersensible y enamorado de su retrato. Un extraña historia de amor surgirá entre ellos.

Comentario de MARCOS (ci-cl)
Meral esa todo lo contrarío, ha vivido relaciones amorosas “reales” pero hasta conocer a Halil no descubrió el verdadero amor.
Metin Erksan relata magistramente esta fustrada relación amorosa. La constante lluvia da una armonía natural al sentir psicológico- melancólico de los personajes. Hay grandes planos secuencia y pocos diálogos, muy en el estilo del mejor Antonioni. La fotografía es bellísima y las interpretaciones, sinceras y emotivas. La suplantación final de la amada por la muñeca vestida de novia en el paseo en barca es de los momentos más poéticos de la historia del cine de Autor. Sin tener relación en planificación o ambientación me evoca el maravilloso momento de L´ Atalante (1934) de mi adorado Jean Vigo.

Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок: