Gün Olur Asra Bedel
<b>Gün Olur Asra Bedel</b>Author: Cengiz Aytmatov
Çeviren: Refik Özdek
Publisher: İstanbul.Ötüken Neşriyat A.Ş.
Publication date: 2000
Format / Quality: Pdf
Size: 1,13 Mb
Language:Turkish
Цитата:Çevirenin Notu:
Bu romanın en güzel, en ilginç bir bölümü bu ciltte yer almamıştır. Sovyetler Birliği'nde glasnost'a. geçişin eşiğinde iken o bölümün yayınlanmasına izin verilmemiş ya da Aytmatov bunu, okuduğunuz bu ve öteki eserleriyle ortamı hazırladıktan sonra ayn bir roman olarak yayınlamayı uygun bulmuştur. Aytmatov'un bu son romanını da Ölüken Neşriyat için Türkçe'ye çevirmiş bulunuyorum.
"Cengiz Han'a Küsen Bulut" adını taşıyan bu çok güzel roman okumadan "Gün Olur Asra Bedel" romanının tamamını okumuş olamıyacağımzı siz sayın okurlarımıza hatırlatmayı gerekli görüyorum.
Aytmatov bu son eserinde (Cengiz Han'a Küsen Bulut'ta) Cengiz Han'ın Avrupa seferiyle ilgili çok güzel ve bugünlere çağnşım yaptıran bir efsaneyi, Öğretmen Abutalip Kuttubaycv'in nasd öldüğünü ve KGB'nin insanı şaşkınlıklar içinde bırakan çalışma yöntemlerini öğreniyoruz. Saygılarımla. Refik Ozdek
Cengiz Aytmatov'un bütün dünyada geniş yankılar uyandıran bu romanı, yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırıştır. Fakat umutsuz bir çırpmış değil, aynı zamanda tutsaklığa karşı bir meydan okuyuştur...
Romanın kahramanı Yedigey Cangeldin, cepheden döndükten sonra, Kazak bozkırlarında küçük bir aktarma istasyonunda çalışmaya başlar. Burada tanık olduğu ve uzak geçmişine çağrışım yapan olaylar, gerçekte bir siyasi rejimin gümbür gümbür çöküşünün nedenleridir. Aytmatov, kaçınılmaz olan bu çöküşü eserleriyle hızlandıran yazarların başında gelir.
Yedigey, ölen emekdar arkadaşı Kazangap'ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. O gün 'asra bedel bir gün olur' onun için. Sevdikleri kişinin cenazesini Nayman'-ların kutsal mezarlığına götürdükleri zaman, orada bir uzay üssünün kurulmuş olduğunu görürler ve cenazenin gömülmesine izin verilmez.. Öte yandan, Rus-Amerikan ortak araştırması sonunda kozmonotlar, uygarlık düzeyi Dünyanınkinden çok daha yüksek bir ge-zegon keşfederler. Bu gezegende yaşayanlar dünyalılarla ilişki kurmak isterler. Fakat daha yüksek bir uygarlığı, daha iyi bir yönetimi kendileri için zararlı gören dünyalı yöneticiler bu isteği reddederler. Kurgu-bilime dayanan bu bölüm, eseri asla bir kurgu-bilim romanı haline getirmez. Yazar bu eserinde, geçmişi, bugünü ve yarını bir arada gözler önüne sermek ustalığını gösterir...
Romanda derin ve tertemiz aşklar, efsane ve masallar, KGB'nin acımasız uygulamaları, okuru heyecandan heyecana sürükler. Aytmatov, o eşsiz anlatım gücü ile "İnsanlarımızı mankurt olmaktan kurtaralım" mesajını vermektedir. Nedir mankurt? Bunu romanda anlatılan bir Nayman efsanesinden öğreniyoruz: Juan-Juan'lar, tutsak ettikleri genç savaşçılara, akıl almaz bir işkence usulü ile geçmişlerini unuttururlar. Geçmişini unutan tutsak, artık bir 'mankurt'tur. Anasını, babasını, çocuklarını bile tanımaz. Yeni efendisinin emriyle ve oria yaranmak için öz anasını öldürmekten çekinmez...
Bu kadar da değil... Aytmatov, birbirinden ilginç ve sürükleyici konuları bütünleştirerek sunmasını en iyi bilen yazardır...
<div align="center">
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок: