Nazım Hikmet Kendi Sesinden Şiirleri

19.12.08 | Xurshid

http//photoload.ru/data/23/af/4b/23af4b45f1e166141a790d1a3126e77a.jpg

<b>Naz&#305;m Hikmet Kendi Sesinden &#350;iirleri</b>
Author: Naz&#305;m Hikmet
Publication date: 2000
Format / Quality: MP3

http//photoload.ru/data/d2/54/c8/d254c8a084d4545bd8071aa03076.jpg

Цитата:
Naz&#305;m Hikmet' in &#351;iiri ger&#231;ek anlamda bir aray&#305;&#351;&#305;n &#351;iiridir. Her sanat aray&#305;&#351;t&#305;r, her yap&#305;t bir insan ara&#351;t&#305;rmas&#305;yla ilgilidir. Ancak baz&#305; yap&#305;tlar insan&#305; daha genel a&#231;&#305;dan, daha bildik, daha al&#305;&#351;&#305;lm&#305;&#351; g&#246;r&#252;n&#252;mleriyle ele al&#305;rken, baz&#305; yap&#305;tlar insana daha k&#246;kl&#252;, daha k&#246;ktenci bir tutumla y&#246;nelirler. Dehan&#305;n &#246;zelli&#287;i insan&#305; ortaya &#231;&#305;karmak ad&#305;na k&#305;l&#305; k&#305;rk yarmas&#305;d&#305;r.

&#350;iir dehas&#305; Naz&#305;m Hikmet insana kabataslak bakmakla yetinmez, insan&#305; bilgece ele al&#305;r, filozof&#231;a tart&#305;&#351;&#305;r. Bunun bir bilgi i&#351;i oldu&#287;u kesindir. Sanat&#231;&#305;n&#305;n g&#252;ndelik bilgiyle yetinemeyece&#287;i de kesindir. Naz&#305;m Hikmet' in b&#252;y&#252;kl&#252;&#287;&#252;, b&#252;t&#252;n bir insanl&#305;k kal&#305;t&#305;ndan en y&#252;ksek d&#252;zeyde yararlanabilecek bir bilin&#231; y&#252;ksekli&#287;ine ula&#351;m&#305;&#351; olmas&#305;ndan gelir. Anlamak i&#231;in bilmek, bilmek i&#231;in anlamak gerekir. Sanat&#231;&#305; da bu zorunluluktan ka&#231;amaz. Naz&#305;m Hikmet bu zorunlulu&#287;u erkenden sezmi&#351;, kendini her &#351;eyden &#246;nce bir bilgi insan&#305; olarak yeti&#351;tirmenin yollar&#305;n&#305; aram&#305;&#351;t&#305;r.

Naz&#305;m Hikmet son derece bilgi tutkunu bir sanat&#231;&#305; oldu&#287;u gibi, etkilenmelere de son derece a&#231;&#305;k bir sanat&#231;&#305;d&#305;r. Onun sanat&#305;ndaki etkilerden s&#246;z ederken domuzuna b&#305;y&#305;k alt&#305;ndan g&#252;lmeye &#231;al&#305;&#351;an insanlar, sanat&#231;&#305;n&#305;n en y&#252;ksek d&#252;zeyde etkiler alabilen bir ki&#351;i olmas&#305; gerekti&#287;ini bile bilmeyecek kadar bo&#351; insanlard&#305;r. Herkes etki alamaz, herkes ald&#305;&#287;&#305; etkiyi sa&#287;l&#305;kl&#305; bir bi&#231;imde &#246;z&#252;mleyemez. Bir Mayakovski' den, bir Baudelaire' den, bir Aragon' dan etkilenebilmek i&#231;in onlar&#305;n bilin&#231; d&#252;zeyine ula&#351;m&#305;&#351; olmak gerekir. Sanatta ger&#231;ek etkilenme, y&#252;ksek d&#252;zeyde etkilenme alt d&#252;zeyde bir bilin&#231;le, g&#252;ndelik bilgilerden olu&#351;mu&#351; bir bilin&#231;le sa&#287;lanamaz. Rahat&#231;a, &#231;ekinmeden, hi&#231;bir sinsi e&#287;ilim icinde olmadan &#351;unu s&#246;yleyebiliriz:

Naz&#305;m Hikmet' in &#351;iiri b&#252;y&#252;k etkilerle kurulmu&#351; bir &#351;iirdir.

Onda her &#351;ey bilgece ya da bilgince d&#252;&#351;&#252;n&#252;lm&#252;&#351;t&#252;r, hi&#231;bir &#351;ey raslant&#305;ya b&#305;rak&#305;lmam&#305;&#351;t&#305;r. Kimi sanat&#231;&#305; denize olta sark&#305;t&#305;r gibi kendi i&#231;ine bir taray&#305;c&#305; salar ve oradan sezgiler, duygular, d&#252;&#351;&#252;nceler derleyerek yap&#305;t&#305;n&#305; olu&#351;turmaya giri&#351;ir. Naz&#305;m Hikmet'in &#351;iiri b&#246;ylesi bir geli&#351;ig&#252;zellikten uzakt&#305;r. N&#226;z&#305;m Hikmet’in &#351;iirinde her &#351;ey &#252;st d&#252;zeyde bir kavray&#305;&#351; ve &#252;st d&#252;zeyde bir a&#231;&#305;klama ad&#305;na uzun uzun tart&#305;&#351;&#305;lm&#305;&#351;t&#305;r.

Her sanat&#231;&#305; sanat&#305;n&#305;, bu arada esteti&#287;ini kendi ya&#351;am ko&#351;ullar&#305; i&#231;inde, kendi ya&#351;am ko&#351;ullar&#305;na g&#246;re geli&#351;tirir. Sanat&#231;&#305;n&#305;n sanat deneyleri, ba&#351;ka sanat&#231;&#305;lar&#305;n sanat deneyleriyle g&#252;&#231;lendi&#287;i ve b&#252;t&#252;nle&#351;ti&#287;i &#246;l&#231;&#252;de &#246;nem kazan&#305;r. Bu, ba&#351;ka sanat &#231;abalar&#305;n&#305;n bize yol g&#246;stermesidir. &#304;&#351;te etkilenme bu noktada &#246;nemli olur, bu noktada kurucu bir anlam kazan&#305;r. Sanat&#231;&#305; yaln&#305;zca sevip sayd&#305;&#287;&#305; &#252;&#231; be&#351; sanat&#231;&#305;n&#305;n de&#287;il, b&#252;t&#252;n bir insanl&#305;k tarihinin etkilerine a&#231;&#305;k olmay&#305; bilen ki&#351;idir. Bir sanat&#231;&#305;n&#305;n b&#252;y&#252;kl&#252;&#287;&#252;, alm&#305;&#351; oldu&#287;u etkilerin b&#252;y&#252;kl&#252;&#287;&#252;nden gelir. &#304;nsanl&#305;&#287;&#305;n g&#252;&#231;l&#252; kal&#305;t&#305;ndan yararlanabilmek, bunu ne kadar s&#246;ylesek azd&#305;r, ancak y&#252;ksek bir bilgi d&#252;zeyinde olmakla olas&#305;d&#305;r. Bu y&#252;ksek bilgi d&#252;zeyi, Naz&#305;m Hikmet’ te de g&#246;rd&#252;&#287;&#252;m&#252;z gibi, aral&#305;ks&#305;z tart&#305;&#351;malar d&#252;zeyidir. Her &#351;eyin ya&#351;amsal zorunluluklar gere&#287;i enine boyuna tart&#305;&#351;malarla kuruldu&#287;u bir d&#252;nyada sanat da tart&#305;&#351;malar i&#231;inde varolacakt&#305;r. Bu tart&#305;&#351;ma yap&#305;t&#305;n do&#287;as&#305;na kat&#305;l&#305;r, varl&#305;&#287;&#305;na siner, her &#351;eyinde yans&#305;r. Her yap&#305;t bize daha ilk ad&#305;mda tart&#305;&#351;mas&#305;z bir insan ya&#351;am&#305; olmayaca&#287;&#305; ger&#231;e&#287;ini duyurur. Bu y&#252;zden sanat&#231;&#305; bak&#305;&#351;&#305;yla tek&#231;i bak&#305;&#351;, sanat&#231;&#305; g&#246;z&#252;yle b&#252;t&#252;nc&#252; insan g&#246;z&#252; ba&#287;da&#351;malardan uzak iki ayr&#305; kutup olu&#351;turur. Bir ba&#351;ka deyi&#351;le, her &#351;eyi bir bi&#231;im g&#246;rmek isteyen insan sanatla uzak yak&#305;n ili&#351;kisi olmayan, olamayacak olan insand&#305;r.

Naz&#305;m Hikmet bilen, bildi&#287;i i&#231;in de iyi g&#246;ren bir sanat&#231;&#305;d&#305;r.

Bak&#305;&#351;&#305; kaygan de&#287;ildir, tersine kesinliklidir. Ancak bu kesinliklilik bir tekyanl&#305;l&#305;ktan kaynaklanmaz. Kimi sanat&#231;&#305; bak&#305;&#351;&#305;n&#305; nerdeyse her &#351;eye olur demeye haz&#305;r &#231;ok geni&#351; bir a&#231;&#305;dan d&#252;nyaya salar. Bu t&#252;r sanat&#231;&#305;lar bize kesinliklerden &#231;ok kayganl&#305;klar&#305; duyururlar. N&#226;z&#305;m Hikmet gibi sanat&#231;&#305;lar, daha belirgin bir d&#252;nya g&#246;r&#252;&#351;&#252; i&#231;inde yer alan sanat&#231;&#305;lar bu t&#252;r kayganl&#305;klardan uzak kal&#305;rlar. O hem bir sanat&#231;&#305;, hem ger&#231;ek anlamda bir d&#252;&#351;&#252;n&#252;r olarak bize her &#351;eyden &#246;nce insan&#305;n b&#252;y&#252;kl&#252;&#287;&#252;n&#252;, insan olman&#305;n de&#287;erini &#246;&#287;retir. &#350;iiri tepeden t&#305;rna&#287;a insand&#305;r. Ondan &#246;&#287;rendi&#287;imiz bir ba&#351;ka &#351;ey, sanat&#231;&#305;n&#305;n bilgili olma zorunlulu&#287;udur.

Salt duyarl&#305;l&#305;k, salt sezgi, salt &#246;ng&#246;r&#252; yetkin sanat yap&#305;tlar&#305;n&#305; olu&#351;turmaya yetmeyecektir. Duyarl&#305;l&#305;k da, sezgi de, &#246;ng&#246;r&#252; de ancak bilgiyle geli&#351;ebilen &#351;eylerdir. Naz&#305;m Hikmet bize ayr&#305;ca &#351;unu &#246;&#287;retmi&#351;tir: Ger&#231;ek bilgi toplumun ve tarihin bilgisidir, insan ya&#351;am&#305; zorunlu olarak toplumsald&#305;r ve tarihseldir, buna g&#246;re ger&#231;ek insan kendisini toplumsal bir varl&#305;k olarak duyan insand&#305;r. &#304;nsan ancak ba&#351;kalar&#305;yla insand&#305;r. Bu bak&#305;&#351; a&#231;&#305;s&#305; do&#287;al olarak Naz&#305;m Hikmet’in esteti&#287;ine temel anlam&#305;n&#305; verir, ana &#246;zelliklerini kazand&#305;r&#305;r. Onun &#351;iiri tekbi&#231;im, tekyanl&#305;, tekd&#252;ze, &#246;&#287;retici, bildirici, kafa a&#231;&#305;c&#305;, adam edici, kand&#305;r&#305;c&#305;, insanlar&#305; do&#287;ru yola y&#246;neltici bir &#351;iir de&#287;ildir; onun &#351;iiri toplumda oldu&#287;u gibi, insan ya&#351;am&#305;nda oldu&#287;u gibi, de&#287;i&#351;ik &#246;&#287;elerin, tam bir uyum i&#231;inde, hatta tam bir &#231;at&#305;&#351;k&#305;l&#305; uyum i&#231;inde bir araya geldi&#287;i bir &#351;iirdir. Onun bir yerinden bakt&#305;n&#305;z m&#305; koskoca bir d&#252;nyay&#305; g&#246;r&#252;rs&#252;n&#252;z.

Naz&#305;m Hikmet ger&#231;ek anlamda &#231;ok yap&#305;l&#305; bir b&#252;t&#252;nselli&#287;in yarat&#305;c&#305;s&#305;d&#305;r.

Bana g&#246;re b&#252;y&#252;k adam odur ki, sanattan politikaya kadar kendi i&#351;inde, en &#246;nde y&#252;r&#252;r, d&#246;neme&#231;leri &#246;nde ge&#231;er, olan&#305; kavrar, olaca&#287;&#305; sezer ve bu kavray&#305;&#351;la sezi&#351;e dayanarak yarat&#305;r.

Naz&#305;m Hikmet bu tan&#305;m&#305;na uyan ki&#351;ili&#287;iyle &#351;iirimizin en b&#252;y&#252;k an&#305;t&#305; ve doruk noktas&#305;d&#305;r. Onda her zaman koskoca bir tarihin insani &#246;z&#252;n&#252;, &#351;imdinin b&#252;t&#252;n boyutlar&#305;yla ve b&#252;t&#252;n sanc&#305;lar&#305;yla kurulu&#351;unu ve tam anlam&#305;nda bir gelecek inanc&#305;n&#305; buluruz.

Af&#351;ar Timu&#231;i


<div align="center">
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
</div>

Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок:

Просмотров: 2220
Рейтинг:
  • 5